BELGRAD gezi notları




Vizesiz haftasonu kaçamağı...BELGRAD 


   Vizesiz ve yakın olduğu için nasılsa gideriz diyerek ötelediğimiz Belgrad macerası nihayet Pegasus tan aldığımız %30 indirimli biletle başladı. 1 saat 20 dakikalık kısa bir uçuşla Nikola Tesla havalimanındayız. Şehir merkezine gitmek için taksi, havaalanı servisi  ve 72 no.lu belediye otobüsü seçeneklerimiz var. Biz 20 dakikada bir kalkan havaalanı servisini kullandık. Kişi başı 300 dinar ile son durak ta indik (öncesinde otobüs terminali ve tren istasyonuna yakın bir noktada da duruyor).
   Otelimiz daha doğrusu odamız Knez Mhailova caddesinde. Aslında servis son durağı ile otel arası 1 km den fazlaydı ama sadece kabin boy çanta ile geldiğimiz için yürümeyi tercih ettik. Zaten Hilton otel önü Kralja Milana caddesini doğru geçince Knez Mihailova ya varılıyor. Oteli bu bölgede tutarsanız her yere yürüyerek gidebilirsiniz.
 Knez Mhailova

   İlk hedef Kalemegdan. Buradan hediyelik ve magnet meselesini çözdük. Kalemegdan geniş bir alan. Gece ve gündüz ayrı havası var. Ağustos ayında olduğumuzdan Belgradlılar gece daha serin olan Kalemegdan a akın ediyorlar. Kalemegdan, Knez Mihailova nın sonunda. Belgrad da hayat trafiğe kapalı bu cadde ve sokaklarda. İster alış veriş yapın isterseniz cafelerinde vakit geçirin burası gece gündüz çok canlı ve keyifli.
   Bir şehri tanımak istiyorsanız yürümelisiniz diyerek ertesi gün düştük yollara. Hedefimiz Nicola Tesla müzesi. Müzeye saat başı az sayıda ziyaretçi alınıyor. Biz tam saat 13.00 de oradaydık saat 14.00 te gelmemiz söylendi. Saat tam 14.00 de gittik yine bir saat sonra deyince kızıp bir saat öncede aynısını söylediniz diye söylendim. Daha önce geldiğimiz ve 2 kişi olduğumuz için bizi aldı. Ama bu taktik kapı önü kalabalıksa işlemez. Bizim şansımız, o sıra kapıda başka kimsenin olmamasıydı.
   Müzeden sonra hedefte pijaca Kalenic sabit pazar var. Müzeden sola ulica Krunska bizi doğru pazara getiriyor. Pazardan ulica Mutapova yı takip ederek durağımız Aziz Sava Katedrali. Ancak burada şanssızız çünkü katedral onarımda ve kapalı. Akşam yemeği için istikamet Skadarlija. Burası taş döşeli tamamı restaurantla dolu bir sokak. Biz tercihimizi Dva Jelena dan yana kullandık ve çok memnun kalıp sonrasında bir kez daha gittik. Tercihimiz içine kaşkaval peyniri (kaşar) konularak yapılan şnitzel Karajorjeva ve büyük bir köfte olan Pljeskavica . Karajorjeva menüde domuz etiyle geçiyor ama istediğinizde tavuk etiyle de yapıyorlar.
NOT: Skadarlija ya Knez Mihailova civarından yürüyerek gidebilirsiniz. Cumhuriyet meydanından Ulica Macedonska ya ilk sol ulica Decanska ve ilk sağ sokak ulica Skadarska yı bitirip caddeyi geçince. Kadın gezginlere uyarı topuklu giymeyin çünkü sokağın taşları düzenli değil yürümekte zorlanabilirsiniz.
Skadarlija


   Bugün ara sokaklara girip şehri tanıyalım yürüyüşünde karşımıza Burekdzicna Sarajevo çıktı. Bal kabaklı börek ve yoghurt adıyla satılan az tuzlu daha yoğun kıvamlı ayran çok iyi gitti.Sonrasında Tasmajdan parkına ulaştık. Parka girdiğimizde iyi giyimli bir grubun Saint Mark kilisesine yürüdüğünü görünce gezgin şansımızla bir düğüne rastladığımızı anlayıp peşlerine takıldık. İyi ki takılmışız çok keyifli ve bizim için farklı bir düğün töreni bizi bekliyordu.
   Gezgin şansı bize Knez Mhailovanın hemen arkasında ki Saint Michael Katedralinde de güldü. Burada da iki kardeşin vaftiz törenine rastlamak güzeldi.
Saint Mark kilisesi


   Sıra Belgrad a giden pek çok kişinin çok beğendiği Zemun da. Ancak biz bu beğeniye çok katılamayacağız maalesef. Evet Tuna nehri boyunda yemyeşil bir yer. Yürüyüş yapabilir, sırayla dizilmiş restaurantlarında bir şeyler atıştırabilirsiniz. Ama bizce bunu vaktiniz çoksa yapın. İki gün için Belgrad a geldiyseniz es geçin derim. Zemun a giderken taksi kullandık. Taksilere dikkat!! Binmeden taksimetreyi açıp açmadığını ve kaç dinardan açtığını sorun. Bazı taksiler lüks sınıfta ve ciddi fiyat farkı çıkabilir. Dönüşte sahilden ana caddeye çıkıp 15 no.lu belediye otobüsünü kullandık. Bileti şoförden alabiliyorsunuz. Duraklarda o durakta duracak otobüslerin numaraları yazıyor. Otobüs son durağı Knez Mihailovanın güneyinde kalan Zeleni Venac sabit pazarı. Aslında hiç taksiye binmeden buradan otobüsle de gidilebilirmiş. Şoför sorduğunuzda sizi Zemun a en yakın yerde indirecektir.
   Belgrad yaklaşık iki milyon nüfusuyla biz İstanbul dan gelenler için küçük bir yer. Bu nedenle 2.5 gün tanımak için yetti de arttı bile. Biz de kalan bir günümüzü Novi Sad a giderek değerlendirmeye karar verdik. Novi Sad a tren ve otobüs var. Biz tercihimizi otobüsten yana kullandık. Terminal Sava nehrine yakın tren garının yanında. Yürüyerek Zeleni Venac sabit pazarın arkasındaki yokuştan inerek ulaşım mümkün. Yalnız gece geç saatte gelirseniz terminalden aynı yolu kullanırken dikkat edin. Terminalin yanındaki parkta takılan tipler hiç tekin görünmüyorlar. Biz gündüz geçtik sorun olmadı.

NOVİ SAD

   Novi Sad otobüs terminali  tren garıyla bitişik. terminalin tam karşısındaki Oslobodenja bulvarını Futoska ya kadar doğru yürüyüp sola dönerseniz yolun sonunda Trg Slobode meydanına ulaşırsınız. Katolik ve Ortadoks klisesi bu bölgede. Yine burada pek çok cafe ve restaurant var. Çevredeki binaların çoğunun avlusu ve hemen her avluda cafeler yer alıyor. Novi Sada günübirlik gittiğimiz için günü Belgrad da sonlandırdık.
    Belgrad a gelirken büyük beklentilerimiz yoktu. Buna rağmen çok keyifli zaman geçirdik. Hatta dönüş yolunda bir daha ne zaman geliriz planlarına başlamıştık bile. Vize gerekmeden bir kaç gün nefes almak ve yeni bir kültür tanımak için sadece 1 saat 20 dakikada gidebileceğiniz Belgrad ı mutlaka gelecek tatil planınıza katın derim.
Trg Slobode
. Belgrad,pek çok Avrupa kentine göre daha güvenli olmasına rağmen siz dikkati elden bırakmayın. Telefon ve cüzdanınızı yanınızdan ayırmayın. Sırt çantanıza değerli eşya koymayın. Gece Kalemegdan turunda eşimin sırt çantasını bir kız açmaya kalktı. eşim fermuar sesini duyduğu için dönmesiyle kız bir şey olmamış gibi yürüdü gitti. Biz şanslıydık fark ettik (zaten önemli bir şey yoktu çantada) ama her zaman şanslı olmayabilirsiniz.
.Sırpça da çok fazla Türkçe kelime var. Türklere karşı ön yargıları yok. Genelde soğuk duruşları var ama konuştuğunuzda güleryüz gösterip  yardımcı oluyorlar. Buna tek istisna Zemun da durak sorduğumuz iki gencin İngilizce bildikleri halde (çok belliydi)  yüzümüze bile bakmamalarıydı. Sadece 15 no. lu otobüsün durağını soracaktık. Sonrasında bir teyze tek kelime ingilizce bilmeden bize yardımcı olmak için çırpınarak hem derdimizi anladı, hem durağı tarif etti, hem de o iki genç ile  kafamızda Sırplarla ilgili oluşan negatif düşünceyi aldı götürdü.
.Kaldığımız binanın karşısında (Knez Mihailova nın paralelinde Obilicev Venac) Simit Sarayı bulmak bizim gibi demleme çay tiryakileri için hoş bir sürpriz oldu. Ama asıl sürpriz orada çalışan Belgrad doğumlu Türkiye yi hiç görmemiş olan Sani ile karşılaşmak oldu. Sağ olsun bize çok yardımcı oldu.Giderseniz lütfen selam söyleyin.
.Ne yazık ki döviz kurunda ki son artışlarla Belgrad artık çok ucuz değil. Yine de fiyatlar İstanbul gibi denebilir. Tabii bu benzerlik yeme içme için geçerli, alış veriş çok avantajlı değil. Sadece alkollü içecekler cafelerde bize göre uygun diyebilirim. Kahve fiyatları ise neredeyse bira ile aynı.AĞUSTOS2018

Karajorjeva

Pljeskavica

 Dva Jelena hesap

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anasayfa

Başlarken...    Bu yazıların amacı devlet okulu seviyesinde ingilizce ile tur programlarına katılmadan kendi program...