BERLİN gezi notları





Trabant tan Porsche ye....BERLİN


   Avrupa şehirlerinden nereye gitmek istersiniz diye sorsam sanıyorum Berlin cevabını veren çıkmaz, ya da çok azdır. Biz de o azınlıkta yer alarak Ağustos sonunda düştük yollara. Berlin, tahmin ettiğimden daha güzel ve daha keyifli bir şehir. Biz Berlin de  beş günün nasıl geçtiğini anlamadık ve mutlu, keyifli anılarla ayrıldık.
   Almanya soğuk memleket düşüncesiyle Ağustosun son haftası planladık gezimizi ve sıcaktan kavrulduk. Ortalama 32 derece sıcak ve nem bunalttı. Bir önceki hafta ya da bir sonraki hafta gitsek neredeyse anorak giyecekken bu sıcak hava sürpriz oldu.
Brandenburg kapısı

   Uçuşumuzu Pegasus ile yaptık. Böylece saat farkıyla beraber öğlen saatlerinde Berlin Schönefeld hava alanına vardık. THY uçuşları diğer ucunda ki hava alanı Tegel e. Schönefeld hava alanından trene ulaşmak için biraz yürümek gerekiyor, tabelalar sizi yönlendiriyor. Bizim otelimiz Kurfürstendamm caddesi ( Almanların dediği gibi kısaca ku'damm) üzerinde olduğu için daha az aktarma yapmak adına S45 hattını kullandık. Bunun dışında S9 hattını kullanarak da şehir merkezine ulaşmak mümkün. Ancak bilmediğimiz bir nedenle tren  son durak olarak Südkreuz da durdu. Aynı yerden S46 ile U9 hattına aktarma istasyonu Bundesplatz a ulaştık. Buradan U9 ile Ku'damm istasyonunda inip  otelimiz Berlin H10 un yanından çıktık.
NOT: Berlin metro ağı çok gelişmiş. Hafta içi gece 02.00 ye kadar hafta sonu sabaha kadar metro çalışıyor. Sabah 04.00 de açılıyor. Metro gece durduğunda aynı hat üzerinde otobüs çalışıyor. Aldığınız biletler metro ve otobüs te geçerli. Tek kullanımlık biletler ile 2 saat içinde istediğiniz kadar aktarma yapabiliyorsunuz. Biz daha çok günlük bilet aldık. Biletleri otomatlardan kolayca alabilirsiniz çünkü Türkçe menü var. Bazı otomatlar sadece bozuk para ile bazıları kağıt para ile çalışıyor. Otomatlar, kredi kartı da kabul ediyor. Para üzeri bozukluk ile verildiğinden otomatlar büyük banknotları  almayabiliyor (tek günlük bilet için 20€ kabul etmeyen otomat iki bilet için kabul etti). Unutmamanız gereken nokta tek kullanım, günlük ya da daha uzun süreli ne olursa olsun biletleri aldıktan sonra ilk kullanımdan önce istasyon girişlerindeki makinalarda onaylatmak!! Biz iki kez kontrole denk geldik. Eğer onaylatmazsanız cezası ağır. Şehir merkezi A B bölgesi geçiyor bilet fiyatları daha düşük. Hava alanı C bölgesinde olduğu için bilet biraz daha pahalı. Alırken buna dikkat etmelisiniz. S bahn hatları tren , U bahn hatları da metro olarak değerlendirilebilir. U bahn hatlarının çoğu yer altında ve şehir merkezinde, U bahn ise üstten şehrin dış mahallelerine kadar gidiyor.
Berlin metro haritası

   İlk gün Ku'damm ve çevresini turladık. Bu caddeyi Bağdat caddesiyle kıyaslayabiliriz. Ama gündüz alış verişin kalbinin attığı cadde gece daha sakin. Son yıllarda gece mekanları Alexanderplatz, Potsdamerplatz ve Kreuzberg tarafına yönelmiş. Biz bu caddeyi sevdik. Ku'damm hem alış veriş tutkunlarını hem de şehri yaşamak isteyenleri mutlu edecektir. Ku'damm  genellikle Yahudi Almanlın yaşadığı pahalı bir bölge. Bu zenginlik caddede turlayan otomobillerden ve mağazalardan anlaşılıyor. Meşhur Kadewee mağazası, yıkık kilise bu cadde de. Berlin hayvanat bahçesi ise hemen bir paralelinde.
   İkinci güne günlük metro biletlerini alarak başladık. İlk durak Potsdamerplatz. Avrupanın ilk trafik lambasının bir replikası aynı yerinde, burada. Meydana yakın Sony centre ve en büyük imaxx in de yer aldığı sinema kompleksi, avm, kumarhane ve hemen her zevke hitap eden restaurantlar var. Ancak benim tavsiyem buraya gün içinde değil de akşama doğru gelmeniz, yemeğinizi burada yemeniz olacak. Gündüz sakin olan bölge gece canlanıyor.
İlk Trafik lambası

   Sonra ki  durak Brandenburg kapısı ( metro istasyonu Brandenburger tor). Biz kapının tam karşısındaki Unter den linden caddesi boyunca yürüyerek Berliner Dom a ulaştık. Ancak mesafe uzun, herkes yürümek istemeyebilir. Cadde üzerinde Berlin de farklı bölgelerde de göreceğiniz renkli borular var. Bu borular sanıyorum Spree nehri be kanallarının su seviyelerini düzenlemek için kullanılıyormuş. Yine şehrin pek çok yerinde göreceğiniz appelman hediyelik eşya mağazası var. Berlin de pek çok yerde yaya trafik ışıkları bildiklerimizden farklı grafik tasarımda. Bu mağazalarda bu tasarımı allayıp pullayıp turistlere çakıyorlar..ee af edersiniz satıyorlar :) Appelman haricinde Berlin simgesi ayı ve Trabant arabalar. Teknoloji ve otomobil merakınız varsa bu cadde üzerinde Audi nin showroom u ilginizi çekebilir. Yolun sonunda Alman Tarih müzesi ve Berlin Katedrali var. Katedrale giriş ücretli ama katedralin bahçesinde ücretsiz wifi var. Zaten yeşil alanda elindeki telefona bakan kalabalığı görünce wifi noktasına geldiğinizi anlıyorsunuz. Katedralin arkasında Spree nehri tur teknelerini göreceksiniz. Yaklaşık bir saatlik tur ile parlamento binası, yapay plajlarda sıra sıra güneşlenenler dahil pek çok yeri görebilirsiniz. Tur teknelerinin kalktığı yerde Doğu Alman yaşamını anlatan müze DDR yer alıyor.
Borular cadde sonuna dek gidiyor...

 Unter den linden caddesi

Spree nehrinden Parlemento Binası manzarası...

   Tekne turundan sonra bu bölgeye çok yakın Alexanderplatz a yürüyüp kendinizi alış-veriş e kaptırabilirsiniz. Berlin TV kulesi de bu bölgede. Alexanderplatz da Kaufhof mağazası ve alış-verişin ucuz markası Primark da var. Meydan  sokak müzisyenleriyle oldukça canlı. Biz bir köşede soluklanırken Almanca dan başka tek kelime bilmeyen bir teyzeyle tanıştık. İşaret diliyle anlaştığımız 86 yaşında ki teyzenin hayat dolu kahkahalarını unutamam. Meydana yakın Berlininn büfede yediğimiz lahmacun arası döner dürüme ben bayıldım.
Berlin Katedrali ve TV Kulesi

   Sonraki durak East Side Gallery. Berlin duvarından kalan bir bölümün korunduğu bölge nehir kenarında. Pek çok yerde gördüğünüz Brejnev ve Doğu Alman Başkanının dudak dudağa öpüştüğü fotografın resmedildiği duvar da dahil pek çok sanatçının resmettiği duvarın önü her zaman kalabalık. Bizim şanssızlığımızsa duvar önüne çektikleri demir parmaklık yüzünden iyi fotograflar çekememek oldu.
NOT:East Side Gallery gitmek için en yakın metro U1 Waschauer istasyonu.
   Sıra geldi Türk mahallesi Kreuzberg e. Burası gerçekten Türk mahallesi, abartılmamış, Evlerin önünde çocukları oynarken sohbet eden kadınları, Türkçe eleman arayan marketi, afişlerde  sizden biriyiz sloganıyla oy isteyen politikacıları, dönerci, kebapçı, simitçi kısacası her şeyiyle bizden. Aynı zamanda yeme içme mekanı olarak Berlin de yeni popüler bölgesi. Metro istasyonu Kottbuser Tor unda olduğu meydan çok hareketli. Meydandan Oranienstrasse ye yürüdüğünüzde hemen her zevke hitap eden mutfakları bulmak mümkün. Biz oradayken cadde trafiğe kapanmış bisikletlilere ayrılmıştı. Bazı bisikletlerin arkasında bir sepet, içinde dev hoparlörle tekerlekli disko şeklinde dolaşıyorlardı, Meydanda ki  Tadım büfede lahmacun içine döner dürüm yerken dikkatimizi bazı tipler çekti. Orda burda dolaşan, sonra yaklaşan gençlerden para alıp küçük poşet veren bu tipler tam Amerikan filmi havasındaydı. İlginç olan polis civarda olmasına rağmen bu tiplerin pervasız tavrıydı. Sonra öğrendik ki 3,5 gr kadar uyuşturucu serbest miş.
   Berlin deki diğer Ku'damm dan sonra ki popüler cadde Fredrichstrase. Meşhur kontrol noktası Check Point Charlie bu cadde de. Bu turistik yerde mini müze ve para karşılığı fotoğraf çektirebileceğiniz Amerikan asker kıyafetli animatörler var. Gallery LaFayette bu cadde de. Stadtmitte metro istasyonuna yakın Gendarmenmarkt meydanı Konzerthaus a ev sahipliği yapıyor. Newton bar ve Lutter & Wegner restaurant da burada. Biz bilmeden elimizi kolumuzu sallaya sallaya kısa pantolon t-shirt gittik ama yanılmışız. Meğer rezervasyonla ve şık kıyafetlerle müşteri kabul ediyorlarmış. Neyse ki kıyafetlerimiz sınıfı geçti, turist olduğumuz için bize bir masa açtılar. Şnitzel harikaydı.
Check Point Charlie

   Berlin de yapılabilecek bir diğer aktivite de Hayvanat Bahçesi gezisi. İlgilenenlere önerebilirim. Hayvanlar açık alanlarda kafes olmadan yaşıyor. Örneğin dağ keçileri için kayalık tepe yapmışlar, Su aygırlarını da camın ardında suda görebiliyorsunuz.Hayvanat Bahçesi Ku'damm da.
NOT:Akvaryum hariç giriş bileti 14.50€.
   Biz son günümüz Pazar ı Tegel gölünde değerlendirdik. Bizi buraya Berlin de yaşayan akrabalarımız getirdiği için nasıl gidilir bilemiyorum. Göl havanın sıcak olmasından dolayı çok kalabalıktı. Yapay plajlarda yüzenler, kanoyla, yelkenliyle gezenler gölün içini, yeşile yayılanlar da etrafını doldurmuştu. Biz iki saat süren tekne turuyla bütün gölü gezdik. Teknenin üstü güneşlenen Almanlar tarafından dolmuştu. Almanlar güneşi gördüğünde güneşlenmek için tüm fırsatları değerlendiriyor.
Tegel Gölü

Hayvanat Bahçesini gezen baba ve ikizleri

   Berlin de beş gün nasıl geçti anlamadık. Kent yaşaması keyifli, sakin, huzurlu. Etrafta koşuşturan, acele eden insanları göremiyorsunuz. Hayat sakin ve düzenli akıyor. Berlin de gün erken başlayıp erken bitiyor. İşe çok erken gidildiğini metronun 04.00 de açılmasından da anlıyorsunuz. Korna, bağrışan insanlar yok. Ama Kreuzberg semtine gidince şehrin gürültüsü artıyor. Bizim insanımız oraya da damgasını vurmayı başarmış. Sadece Kreuzberg de değil şehrin genelinde korna çalarak giden iki düğün konvoyu gördük. Tabii ki Türk düğünüydü.
   Berlin yeşili bol kent.  Tiergarten adında büyük bir parkları var. Şehrin tam da merkezinde hemen Hayvanat Bahçesine yakın bu parkta koşan, bisiklete binen, güneşlenen, kitap okuyan, piknik yapan insanları görebilirsiniz. Öyle ki sadece eski Amerikan çizgi filmlerinde gördüğümüz piknik sepetlerinden satan mağazalar var. Yine şehir içi sayılan Tegel gölü doğasıyla Berlinlilere nefes aldırıyor. 
   Berlin bisiklet dostu kentlerden. Bu dostlukta şehirde hiç tepe olmaması da etken. Tüm caddelerde bisiklet yolu olmasına rağmen polis belli caddeleri belli saatlerde kapatıp bisikletlerin emrine sunuyor. Bir yanda son model spor otomobiller diğer yanda bisikletler tezat ama güzel görüntüler veriyor.
   Şehir genel olarak güvenli. Kadınlar gece yarısı tek başlarına gezip, metro dahil toplu ulaşımı korkusuzca kullanabiliyor. Ama son zamanlarda kap kaç artmış. Çanta ve telefonları ortada bırakmamak lazım. Metrodan çıkarken bir genç Türk olduğumuzu anlayıp, sırt çantamızın tam kapalı olmadığını gösterip dikkat edin, kapalı tutun diye uyarmıştı. Bir de metro da içi boşaltılıp atılmış cüzdan gördük. Aman dikkat.
   Henüz insanlar üç kağıdı öğrenmemiş görünüyor. Turisttir kazıklayalım, anlamaz düşüncesi yok. Ku'damm da ara sokakta olduğu için görünmeyen bir Arjantin Steak restaurant reklam kartı verdi. Biz de fiyatları uygun bulup denemek istedik. Etler kaliteli, hizmet güzeldi. Hesap istediğimde beklediğim 50€ civarında bir rakamken 25€ geldi. Garson happy hour da olduğumuzu söyledi ki biz bunu bilmiyorduk. Söylemese haberimiz dahi olmayacaktı. Orada et tabakta tek başına servis ediliyor. Bizde ki gibi yanında garnitür yok. Eğer istiyorsanız ekstra para ile garnitür alıyorsunuz. Yoksa bembeyaz koca tabakta et yalnız ve mahsun geliyor :) AĞUSTOS 2016
. Berlin de yabancılık çekmezsiniz. Hemen her yerde Türk var. Markette, büfede, parfümeride mutlaka bir Türk görebilirsiniz. Bu nedenle dil problemi yok desek yalan olmaz.
Metro için bilet otomatlarında Türkçe menü var. Bu işinizi kolaylaştırır.
. Neredeyse her cadde de döner büfeleri var. Yurt dışında farklı damak zevkleri sizi zorluyorsa korkmayın Berlin de evinizde sayılırsınız.
. Mağazalar akşam 20.00 de kapanıyor.
. Kap kaça dikkat.
Sosisli satan gezici büfe

Punkçılara yemek dağıtıyorlar

Potsdamerplatz Sony Centre

86 lık Alman teyzeyle koyu sohbet...

Argentina Steak House

Lutter & Wegner restaurant ve schnitzel

Market peynir reyonu

Market peynir reyonu

Market peynir reyonu

Kadewee mağazasında şekerler çocuk olmaya özendiriyor

Market et reyonu

Market et reyonu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Anasayfa

Başlarken...    Bu yazıların amacı devlet okulu seviyesinde ingilizce ile tur programlarına katılmadan kendi program...